1) çok karışık duruma gelmek; 2) üzülmek, tedirgin olmak, yıkılmak: ‘Tasarısı birdenbire altüst olan insanlar gibi bakınıyordu.’ –İ. H. Baltacıoğlu. 3) rahatsızlanmak: Yediğim yemekten midem altüst oldu.
1) çok karışık duruma gelmek; 2) üzülmek, tedirgin olmak, yıkılmak: ‘Tasarısı birdenbire altüst olan insanlar gibi bakınıyordu.’ –İ. H. Baltacıoğlu. 3) rahatsızlanmak: Yediğim yemekten midem altüst oldu.